burnuma güzel kokular geliyor, oysa yüreğim yanıyordu çok, adından başka bir şey yazılmayan yüreğimi yaksan da, sen kokuyor işte ve ben yanarken bile güzel kokular alıyorum, ölümün sen kokulusu güzel.
kalabalıktan kaçıp sığındığın odalarda bir demlik sesinde huzuru yudumlarken sen ve küheylan kalbini dizginlemekle meşgulken dilin, açılan pencereden gelen kokun...
yaraladığın kadar yara almadan ne kimseye yâr ol, ne de yârin olsun diyecektim vazgeçtim, olsun olsun ki sen yara nasılmış gör. yâr yarene çare olabiliyor mu bakalım.
Yorumlar
Yorum Gönder