Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
biz yıldızları yıllardır gökte aradık boş yere, yıldızlar gözdeymiş, görmesini bilene.
yaraladığın kadar yara almadan ne kimseye yâr ol, ne de yârin olsun diyecektim vazgeçtim, olsun olsun ki sen yara nasılmış gör. yâr yarene çare olabiliyor mu bakalım.
ben seni hiç görmedim,ama bugün çok papatya gördüm.koparmaya kıyamadım ki,senin gibi gülüyorlardı,hayır seni değil papatyaları gördüm.
beklenen hep şafaklar olsa da karanlıkta yürümeyi öğrendik.
çare,çareyi söyleyene kulak verende.
hangi ses değil hangi nefes olmalı, nefes kadar yakınsan sese ihtiyaç yok.
biz incileri başkasının elinde görmek için değil, gönlümüzde saklamak için sevdik.
sen benim gözüme düşseydin gönlümden , ne gönlüm titrer nede göz kırpardım.
keşke onca kitap okuyacağına biraz beni okusaydın.
hayata bağlayan sen değilsin, hayattan alacakta. hayatım olmak senin elinde.
uzaklar yakındı sözlerinde , şimdi yakınlar bile uzak gözlerimde.
sessiz gitmelere değil kızgınlığım , sensizliğe.
binlerce koku geliyor , baharım sen kokuyor.
görmüyor değilim , lakin bilmiyorum sensiz etrafı.
duymuyorum kimseyi artık , sende durduğumdan.
şarkılar söylemiyorum artık , hasretli , özlemli, kavuşmalı vs. bir şarkısın sen durduramadığım içimde.
şiirler yazmıyorum geceye gündüze, gündüzleri perdemi kapıyor, geceleri açıyorum. güneşte ayda gece de gündüz de aynı, sen.
inciler ne güzeldir yüreğin gibi temiz gözlerin gibi ışık.
emelin kadarsın gönül.
bir emeldir sevdam ,ümitle beklenen.
inciler bilirim ben hiç görünmeden bilinmeden takılan,yüreklere.
emelimiz hasretle inci olur, sabırsızın hakkı değildir.
bir ben gibi sende kalacağım,unutamayacaksın.
yar kitap okuyormuş, henüz onu okuyan çıkmadı tabi.habersiz ne olacak.
ağlamak bile sevdiğine, güzel. sevdiğinle güzel.
gözyaşlarımın suladığı mezarıma gömün beni, sen dökülüyorsun her damlada, gül kokacak o yere gömün beni.
yazarız akşamları akşamın güzellerine,gözlerindeki güneşin batışında nasıl yangına döndüğümüzü.
burnuma güzel kokular geliyor, oysa yüreğim yanıyordu çok, adından başka bir şey yazılmayan yüreğimi yaksan da, sen kokuyor işte ve ben yanarken bile güzel kokular alıyorum, ölümün sen kokulusu güzel.
kırık bir ayna olsan da gönlümde,her parçada sen varsın.
sözün doğrusu ağırdır, lakin insanı hafifletir.
ve dilinde bir şükür , kulaklarında bir ses , İstanbul söylüyor sen dinliyorsun, İstanbul seni söylüyor, sen kendini dinliyorsun.
iyi geceler mahzun gönlüm , iyi geceler mahur gözlüm.
bir insanın duasında değilsen her şeyden önce,neresinde olduğunun çokta önemi yoktur aslında.
kimseye yazıldığım yok, unuttun mu ben sana kayıtlıyım.
ne ay anlatabilirdi ne de güneş bendeki ışığını, gözünü kapattığında anladım ben karanlığımı.
kalemim gözlerinde , kır(p)ma sevdiğim.
susmak mesele değil de, sana susmak çok susamak gibi.
bir kalem kokusu duydum, yine yazarken yakmışım kalemi.
sen ve ses , sesim. sessizim. sensiz miyim neyim.
suskundur güzeller , gülerek konuşurlar. bir tebessüme kitap yazarsın sonra.
güzelin gözleri de güzeldir sana bakan, bakmayan güzel midir.
bugün bir anda giderken durmak istedim, sırf sana benzeyen birini gördüğümü sandım, oysa ben seni hiç görmemiştim ki. anlattığın kadardın bende, ben seni değil gönlünü gördüm, gönüller yol kenarında olmaz ki, bırakılmaz ki dedim sonra devam ettim. bir gönül yolculuğu bu.bakalım gönlüm gözünü nerede yakalayacak.
şairliğim üstümde bu gece , üstüme gelmeyin yak(z)arım.
- rüyanda görürsün dedi küçümseyerek, aklımda sen varken uyuyamam zaten demedim ona. rüyadan uyansaydı görecekti oysa.ve ben yattığımda rüyalara sığmayacak bir gerçekle uyuyup, onunla uyanacaktım. rüyam olma sen, hep gerçek kal.
yazdıklarıma bakma sen, yazdıran sendin. yazdıklarıma değil de, kendine bir baksan beni okuyabilirdin.
Hayat böyledir işte , biz sevmekt(l)e israf ederiz, kimileri sevgimizi harcamakta israf eder.
sadece telefonun diğer ucundan sana kitap okumak istiyorum, beni dinlemesen de bizi anlatan çok kitap var.
dünyalara açtın gönlünü, dünyaları sığdırdın da, bir tek taşan ben miyim. herkes gördü sevdi gülüşünü, gülşenini de, bir tek yanan ben miyim.
gecenin sessizliğini gecenin sensizliğiyle örtüyorum, üşüdüm.
gör ve gül ki, gözüm aydın olsun.
gönlün gördüğünü göz görene kadar ışığının izindeyim, gözün gördüğü yer aydınlığım.
bazen gönülden bir selam, binlerce kelamı hükümsüz kılar.
susuzluğum ve yangınımın tek nedeni deryada damla aramaktan, ama bir bardakta gelsen karşıma bakmadan geçeceğim. bileceğim ki damlam buymuş, ama içemem. oysa şimdi her damlada sen varsın. dökülende de görülende de.
kimse yazdırıp konuşturamaz beni artık, sen yoksan. sesini duymadan sesimi duyamayacaklar, okuyamayacak beni kimse,görmesin de istemem.
notasız bir şarkısın sen, sadece benim dinlediğim ve en sevdiğim.
söylenecek sözü saklarsa insan, sakladığı söz köz olur.
çay severdik ikimizde,ben hep gözlerinde demler,gözlerinden yudumlamayı severdim,sende yüreğimden kaynamış severdin.gözümde ılıklaştırıp.
bazen sadece günaydın demek istersin, gördüğünde aydınlanırsın, her günüm dediğini.
bin kişilik sesi, bir kişinin sessizliğinde duyuyorum, konuşsan da bütün sesler sukut etse.
altını çizdiğim her kelimenin üstünde adının yazması tesadüf olamaz.
hayat bu kadar kaygan bir zeminde ilerlerken, bu gönlü bıraktığın yerde bulmanın benimle alakası yok, gönül senin, gönlü veren başka.
ne kapıyı çalan benim, ne kapıyı açan sen, günü gelince açılacak kapının önünde beklemek gönlümüze düşen.
sevdiren sen değilsin ki, sevilenden vazgeçelim.
NASİBİN ; sen uzak kaldıkça, sana yaklaşandır.